30 Ekim 2007 Salı

Yalnızlığım


yeni tanıştık belki de
ama kim bilir belki de
hep vardın eşlik ediyordun sessiz ve sinsice belki de
şimdi şimdi anlıyorum kurnazca yürüdün beni belki de
lime lime savurdun sevdiklerimi belki de

yalnızlığım yaşamak zorunda olduğum beraberliğimsin
yalnızlığım kanımsın canımsım sen benim
çaresizliğimsin

yalnızlığım bugünüm yarınım sen benim hüzünlerimsin
yalnızlığım tek bile bildiğim sen benim
vazgeçilmezimsin.

senin olmamı istedin ama belki de bir aşık gibi
inatla bunca zaman kendine sakladın belki de
bir tohum gibi serpildin filizlendin ben oldun belki de
yatağımı bile paylaşabilmek için benimle

yalnızlığım tek bile bildiğim sen benim vazgeçilmezimsin

29 Ekim 2007 Pazartesi



Türk Milleti;
Kurtuluş savaşına başladığımızın onbeşinci yılındayız. Bugün,Cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu, en büyük bayramıdır. Kutlu olsun.


Yurtdaşlarım,
Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk Kültürü olan, TürkiyeCumhuriyetidir. Buradaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak, azimkarane yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla kafi göremeyiz çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzun, dünyanın en mamur ve medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Milli kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bizde zaman ölçüsü geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil; asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nisbetle, daha çok çalışacağız. Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir. Çünkü, Türk milleti, milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin, yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde vekafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir. Şunu da ehemmiyetle tebarüz ettirmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihi bir vasfı da, güzel sa’natları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtri zekasını, ilme bağlılığını güzel san’atlara sevgisini, milli birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besliyerek inkişaf ettirmek, milli ülkümüzdür. Türk milletine çok yaraşan bu ülkü, onu, bütün beşeriyette hakiki huzurun temini yolunda, kendine düşen medeni vazifeyi yapmakta, muvaffak olacaktır.


Bugün, aynı inan ve kat’iyetle söylüyorum ki, milli ülküye, tam birbütünlükle yürümekte olan Türk milletinin, büyük milletinin, büyükmillet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere dahatanıyacaktır. Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyükmedeni vasfı ile, atinin yüksek medeniyet ufkunda, yeni bir güneş gibi doğacaktır.

Türk Milleti;
Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük bayramını, daha büyük şereflerle saadetlerle huzur ve refah içinde kutlamanı, gönülden dilerim.

Ne mutlu Türküm diyene.!

Mustafa Kemal ATATÜRK
29 Ekim 1933

27 Ekim 2007 Cumartesi

RÜZGÂR GÜLÜ


...
ikimiz iki sap buğday olsak
sen benim olsan ben senin olsam
bir gece vakti aklına gelsem
uykunu tutsam bırakmasam
seni kucaklasam kucaklasam
birbirimizin kalbini dinlesek
dünyanın kalbini dinlesek
büyük ateşler yaksalar
iki güvercin uçursalar
nerede olduğumuzu bilsek.

Attila İLHAN

LAVİNİA

Sana gitme demeyeceğim
Üşüyorsun ceketimi al
Günün en güzel saatleri bunlar
Yanımda kal

Sana gitme demeyeceğim
Gene de sen bilirsin
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim
İncinirsin

Sana gitme demeyeceğim
Ama gitme Lavinia
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme Lavinia



25 Ekim 2007 Perşembe

Bu Ne Biçim Hikaye Böyle (Mazhar Alanson)

Bu ne biçim hikaye böyle hasta mısın nesin bana söyle
Gel gidelim güneylere yenilenip dinlenmeye
Deliyim ben aslında senin gibisin sevmekle deli

Basarisiz olduysan oldun yikma kendini zaten yorgunsun
Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin
Ya vazgeçer unutursun yada yolun açık olsun hadi
Bu felek kimine kavun kimine kelek yedirdi
Sevinip de şımarınca sana derhal bildirildi tabi

Nerde hani o canim gözler hani nerde verdigin sözler
Boğuldum ben gözyaşına elimi tutan el nerde
Sorarim kendi kendime elimi tutan el nerde hani

23 Ekim 2007 Salı

senin olmadığın yerde


Adına aşk koyduğun o büyük boşluğaben koca bir hayat sığdırdım...
Beni sevmemene isyan edip kaçmak,sende aradıklarımı hayatla doldurmaya çalışmak,ruhumun en büyük yanılgısıydı...
Hayat bana en acımasız yüzünüsevgini inkar ettiğim zamanlarda gösterdi...
Ve şimdi asıl olmam gereken yerde,hayata başladığım yerde,kalbindeyim...
Vazgeçilmez oluşunun sırrı bu işte:

Senin olmadığın yerde ne olduğunu biliyorum...

18 Ekim 2007 Perşembe

dur vakit geçsin biraz
otur acını anLatan bir şiir yaz
sus gözLerini bakma ihanete
bu mevsim yağmursa bir sonrası yaz
çocuğum üzülme tüm bunLar geçer
geçer bu kahırdan günLer
çocuğum düşünme birazcık yaLan
aşk için söyLenen şeyLer
bir sabah uyanınca farkLı oLur tüm dünya
bir insan suratinde tanıdık biz sevdayı
aşk tanrının armağanı geri çevriLmez
bu acı hep asiLdir koLay koLay siLinmez
çocuğum üzüLme tüm bunLar geçer
her zaman kaybeden gider
çocuğum üzüLme tüm bunLar geçer

güneş batmadan yıLdızLar görünmez eLbet
geLecek günLer ne aLır ne verir biLemem
biLdiğim,
şarkıLar biten aşkLarın cenaze törenLeridir
bi şarkı söyLe.. göm gitsin
göm gitsin acıLar
göm gitsin sevdaLarı
göm gitsin yaLnızLığı
sonrada otur yüreğin yeşerene kadar ağLa
bırak bırak başka bi yerde büyüsün o bebek
beLki böyLesi daha iyi...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden... Yorulur kendisini anlatamamaktan... “Sevgilim!” der, “sevgilim!” ama sevgilim dediği yanında değildir, bilir... Bazı günler insan soluksuz kalır, içindeki sevgili olmasa bile, karşısındakine deliler gibi sarılır... O olmadığını bile bile, sonsuz bir umutsuzlukla sarılır... İnsan soluksuz kalmayagörsün, sevgili diye bütün yanlışlarına, bütün kaçışlarına, kendine yaptığı ihanetlere sarılır... İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün, her şey olmak, her yere yetişmek için bu hayata düşer... Her şey olduğunu, her yere yetiştiğini sandığı anda, ortada kendisi yoktur artık... Kaybolmuşluğa çok yakındır... Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır... Daha az acı çekiyordur artık... Ama artık daha mutsuzdur eskisinden... Daha mutsuzdur, o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...

10 Ekim 2007 Çarşamba

Yaslanan Birgün Bugün



Dudaklarim Kilitli, Hosçakal Bugün!..

Sen De Yolcusun Dünlerimde Sorgusun. Git De Dinlen Gidenlerle Yarinim Kapida Bekliyor Ve Son Veda Zamani

Saçlarimda Sakli Kar Beyaz Ve Gözlerimde Hep Telas. Panik, Silik Resimler Ortasinda Bir Küçük Çocuktum Hep Konuktu Baska Gün Ve Çok Soguktu Her Geçen Dün.

Tipki Sen Gibiydi Giden O Eski Dünler, Geçmisin Karanliginda Anilarimdi Onlar, Bense Bulamaz Oldum Onlari, Hep Selam Gönderdim Geride Kalana Kanitim Yoktu Yarina, Yolcularimla Agladim, Hiç Misafir Olmamisti Kimse Bunu Ben Anladim.

Sonbaharda Katil Oldu Rüzgarlar, Öldu Tüm Yapraklar, Yagmur Aldi Gözyasi, Ve Rüzgar Oldu Ruhlar Estiler Yavasça.

Sen Misali Aglamisti Her Dünüm Usulca.

Aynalarda Bugulu Yüzümü Göremez Oldum, Ve Iyimserlik Mateminde Sari Gül Tuttum.

Hayallerim Yok Oldu Koydugum, Yerde Yoktu Hiçbiri, Tek Yabanci Bendim Evde, Ve Bir Yalanci Mumdu,Dogan Günes. Solan Gülümdü, Talan Sonuydu, Kalan Resimdi Bir Vesikalik Gülen Çocuktum Yüzüme Bakarak Agladim, Yüzlesirken Kendimle Hiçkiriklarimla Savasir Oldum Ertelendim Yarina.

Reddedildim, Gideni Yolcu Etti Gözlerim Ve Gelene Meraba Dedi Bu Kimsesiz Dilim, Ortalarda Gezinen Oldu, Dilenci Ellerim, Bu Son Demiydi Sonbaharin Son Yapraginda Son Gülümsemekki Nefesi Son Çekisti Içime Sonbahardi. Güz Agirdi Gün Üzeri Bir Tebessüm Etti Yüz, Sakli Kaldi Her Düsende Kirilan Onca Göçebe His, Biz Dünden Olma Yarina Varma Garibeyiz.