30 Mart 2008 Pazar

ah benim bu sisli yollarım, vay benim körpe ellerim , kara saçlı başım ,dara düştü yarım .Bazen bıktım ,aslen yıkıldım ve daldım derinlere sığdan yıldım ,be toplasan 22 şirin yıldım .Bitmez kaderin uzun yolu , gidilemez tek binekle , içine sinmiş korkak çocuk ileri doğru itekle ,
Bu ses benim dinle!...dinle!..dinle!...
Denedim olmadı , çabalarımın sonu nihayete varamadı ben hüsrana komşuyum , yolları gözler meczubum uykum kaçtı , iflasın eşiğine battı , bu suçsuz gözlerime hesabım ağırdır , vardır şerrim de velâkin kalanım hayırdır.

28 Mart 2008 Cuma

27 Mart 2008 Perşembe

Gurur gerek sen gereksiz,hep kendini akladın,içimden
yavaş yavaş muhabbetini kopardın,kalbimin taa içinden
kapı dışına atandın,önceleri hayat veren şah
damarımdın atardın

adımlarımda korku hakim ve nedeni çoğu zaman
hatalarımdı gecemin ortasında uyanıyorsam bilki sebebi
sensin.Sen kazandın,ben yanıldım en başından
anlamıştım,kendimi hep suçlamıştım.Belki susmak bir
çözümdü agresif tavırlar içerisinde yatan o suskun
adama şöyle bak öyle yanıtı ver ve yüzüme vur çıkar
tüm öfkeni bedenden,teslim ol bu sefer gereksiz gururu
yen.

kötü insanları tanıma senesi

Benim gerçekliğimin ölümsüzlüğü yaşatmakta hüznümü
Kendimi kendime hediye ederek kutladım son doğum günümü
İnanmasanda geçer zaman, nöbet vaktin dolacak
Aslan sabrın tadıda acı da olsa, tatlıdır ya mevyan
Bakacağım tek yön ölüm
Doğru notayı izler gözüm
Rüzgara emanet sözüm, hasretlerle yandı gönlüm
Yalnızlığım kalbime zulüm, korkutmakta heran ölüm
ben bir pembe diziyim hergünüm bir ölüm
Dişlerimden gardiyanlar, hislerimden çağlayanlar
Kirlerimden bataklıklar, kemiklerimden korkuluklar
Parmaklarımdan sivri bıçaklar yaratıp
Savunup kalemi, sırrı açmak cinayettir
bir kilo altın sukunettir.
Toprakla aramdaki mesafe kadar hayat değil uzun
Adiler yoluma tuzak kursun, geri teper her efsun

11 Mart 2008 Salı

Yollar

Gözlerim kör karanlıkta Kör kuyunda Boğulursa, Tenim benim olmadıysa Yitirilmiş, Tutsak olmuş, Düşman olmuş, Milyon defa tekrarlanan Hayatımsa Gizli bağın çözüldüyse Yollar varsa Pahalıysa Uzun, kısa ya da darsa, Artık hiç farklı omayan, Sıkıldığın, Hayatınsa
Aslında yollar Yalanını görmez, yaraları sarmaz Hiç bitmez
Aslında yollar Daralıp açılmaz, sonuna da varmaz Hem varsan da
Farketmez ki.
Oldu, oldum, çocuk kaldım Yüreğimden yaralandım Bir yer olsa Huzur sunsa Dizlerim üstünde çöksem Sonsuz yolu aydınlansa Günün ilk ışığında Son bir kez nefes alsam Kaybolasam gözyaşında Ya da ilk kitabında
Aslında yollar Yalanını görmez, yaraları sarmaz Hiç bitmez
Aslında yollar Daralıp açılmaz, sonuna da varmaz Hem varsan da
Farketmez ki.
bülent ortaçgil

10 Mart 2008 Pazartesi

kelimeler

kaçıyor musun aşktan hala koşup insandan insana hayatı bırakıp tabağında, boşver mi diyorsun kanasın için acıyor mu hiç bazı bazı cesur musun gözünü kapadığında sımsıkılarmı kırpıyormusun boşver mi diyorsun kanasın
biliyorum artık çok zor çok kuracak yeni bir hikayem yok. yine de uğraşıyorum rastgele bu eskimiş kelimelerle
yavaşlıyor ama durmuyor dünya, zaman kimseden değilken yana gitmiş herkes evleriniz bomboş boşver mi diyorsun kanasın. batmadık ama su alıyoruz hala hissetmeden basıp toprağa, tuz basmadan yaralarıma boşver mi diyorsun kanasın.
biliyorum artık çok zor çok kuracak yeni bir hikayem yok. yine de uğraşıyorum rastgele bu eskimiş kelimelerle
alt üst olmuş coğrafyan dacebinde bozuk paralarınla kendi mezarına selam durup boşver mi diyorsun kanasın.
teoman

5 Mart 2008 Çarşamba

"time"

"Bir bir sayarak saniyelerini sıkıcı bir günün,
Harcayarak geçiriyorsun saatlerini düşünmeksizin
Dolanarak bir karış toprağın üze­rinde doğduğun yerin,
Bekleyerek birini ya da bir şeyi sana yol göstermesi için...
Bıkkınsın güneş altında uzanmak­tan,
Yağmuru izlemek için evde otur­maktan,
Gençsin ve yaşam uzun; ve öldüre­cek zamanın var bugün..."

"Ve koşuyorsun ve koşuyorsun ye­tişmek için güneşe; fakat o batıyor,
Ve hızla dolanıyor doğmak için ar­kandan bir kez daha,
Güneş aynı güneş, fakat sen daha yaşlısın,
Daha soluksuzsun ve bir gün daha yakınsın ölüme".


Pink Floyd
05,03,1986

Özleme dair...

...şu anda uzakta bir yerlerde üşüdüğünü sezinleyerek panikliyorum. Bütün engel­leri aşıp terkedilmiş caddeleri, kimsesiz sokakları. yalnız bulvarları arşınlayarak sana ulaşmak, sessizce başını okşamak, kulağına sevgi sözcükleri fısıldamak ve yavaşça üzerini örtmek geçiyor içimden...

Paylaştığımız bir mazinin, yitirdiğimiz bir geleceğe dönüşmesinden hicran duyuyorum.

Gizli gizli hüzünlendiğim akşamlardan birinde, terketmişlere özgü bir terkedilme korkusunu da yüre­ğimin derinlerinde duyarak sana koşmak, yaptıklarım ve daha çok da yapamadıklarım için özür dilemek ve

"Geri dön bebeğim" demek istiyorum:

"Geri dön... kulüben seni bekliyor..."


can dündar

4 Mart 2008 Salı

Biterken Herşey

Gece biterken yıldızlar giderken
Kelimeler biterken
Söylenmedik sözler bile
Tüm anlamlar biterken sen başlarsın
Sigaramda duman
Karanlığım biterken
Kalbimin kırığında gizli
Susamışlığım biterken
Düşlerim biterken sen başlarsın
İçimde kapanmayan eski yaralar
Sen yoksan bana uğramaz mı ilkbahar
Kalemimde anlam ve kağıdım biterken
Neden, neden sen?
Sen kimsin
Yıllardır şarkılarıma sığmayan
Sen kimsin bana sağır
Çağırdıkça kaybolan
Beni oyuncaksız bir çocuk gibi
Kalbi kırık koyan
Gözü yaşlı koyan
Durulmuşken süt liman
Yine yeni baştan


Feridun Düzağaç

3 Mart 2008 Pazartesi

sorular

Bir susmayı bakışlarda seslendiren,Hüzünlü yangınsal aşka döndüren nedir.
Beklemeyi özlemlere süsleyen,Yalnızlığın kara-ışığını söndüren nedir.
Duyanı ısıtan, kulağını kestiren, güneşe baktıran,Korkusuzluk denizlerinde yüzdüren nedir.
Saraylarda çılgın eden, kentlerde tek bırakan,Direklere astırıp üzdüren nedir.
Ne varsa yeryüzünde, ne yoksaOnunla paylaştıran, böldüren nedir.
Her şeyi, ama her şeyi olağan dışında,örneğin bir gülü yeşil gördüren nedir.
Gözlere ışıltılı anlamlar bağlayan,Yaşamı ölüme güldüren nedir.
Kalabalıklar, kalabalıklar içindenKişiyi yüceye sürdüren nedir.
Parça-parça büyümüş bir çocukluğuOlgunluk aşamalarında yaşatırca öldüren nedir...

özdemir ASAF

gece

Gece... Yeryüzünün üstüne, beraberinde getirdiği tüm ayaza rağmen bir süreliğine yorgan olup örtünendir. İnsanların çok büyük bir bölümünün değerine bilmediği ve feragat edemedikleri uykuları yüzünden boşa harcadıkları zamana eşdeğerdir. İnsanı çaresiz, yapayalnız kılan; dolayısıyla duygularını sivrelten, buram buram hüzün kokan; radyodan cızırdayarak odayı dolduran slow parça eşliğinde iki çift ayağı farkında olmadan pencereye yönelten ve sönük sönük parıldayan sokak lambasının önünde toprakla buluşan yağmur taneciklerini seyrettiren, yürek burkan... Deniz ve kumsalın aşkı gibi gündüz ile yasak aşk yaşayan, deniz gibi yârine bir türlü kavuşamayan, onun yokluğunda kalbini çaresizce yağmurlarına açandır gece... Gündüz gibi değildir. Her şeye rağmen köpeklerindir gece. Köpekten ne anlıyorsanız onlarındır işte. Benim gündüzümdür...Ve karanlık... "Karanlığa güvenin. O neyi görmemeniz gerektiğini bilir." diye bir söz var. Kim demiş hatırlamıyorum. Severim!

1 Mart 2008 Cumartesi

hep geç kaldık
ne zaman erken çıksak yola
yolculuklar nankördü hiç bilmedik
hep erkendi ne zaman varsak ölüme
en uzun ömür üç günde geldi geçti
sonra baktım gözlerim ıslak
ateş önce kendini yakar
içim dışım ateş oldu
sen ne uzak hayat ne uzak

hadi gül ne kaldı ağlayacak
bitirdik hepsini
ne olur...