31 Ekim 2008 Cuma

Kış

"Merhametsiz kış sabahlarından önce herkesin, ayaklarını ısıtmak için birine ihtiyacı vardır. Kış aslında iki kişilik bir mevsimdir. Uyku kokan yorganlar, birbirine karışan rüyalar, sayıklamalarla uyandırdığın biri ve onun gecenin ortasında gülen yüzü... Bu, sokulmanın mevsimi! Eskiden pazarlarda satılan civcivler gibi, kemikler, eklemler birbirine geçmeli... Kış, bir insanın başka bir insan için yapıldığının delili!"

Ece TEMELKURAN

30 Ekim 2008 Perşembe

Hüzün Ki En Çok Yakışandır Bize


Hüzün ki en çok yakışandır bize
Belki de en çok anladığımız
Biz ki sessiz ve yağız
bir yazın yumağını çözerek
ve ölümü bir kepenek gibi örtüp üstümüze
ovayı köpürte köpürte akan küheylan
ve günleri hoyrat bir mahmuz
ya da atlastan bir çarkıfelek
gibi döndüre döndüre
bir mapustan bir mapusa yollandığımız
Biz, ey sürgünlerin Nazım'ı derken
tutkulu, sevecen ve yalnız
Gerek acının teleğinden ve gerek
lacivert gergefinde gecelerin
şiiri bir kuş gibi örerek
halkımız, gülün sesini savurup
bir türkünün kekiğinden tüterken
der ki, böyle yazılır sevdamız
Hüzün ki en çok yakışandır bize
Belki de en çok anladığımız...

Hilmi YAVUZ

Bir insanı anlamak

“Ben senin ruhunu okudum.” Boş bulunup söylenmiş ne densiz bir söz. Ruh müneccimliği kimin haddine?
Bir insanın yanında/yakınında olmakla onun ruhunda olup biteni anlamak mümkün mü? Daha o kendi kendisini anlamazken hem. Yine de zevkli bir iş ruh arkeolojisi. Sabır, emek, cesaret gerektiriyor. En sonunda eli boş çıkmayı göze almadan derinlere dalmayı öğrenmek kolay değil.