16 Eylül 2009 Çarşamba







' yürüyorum düş bahçelerinde

Kurşuni Renkler

Bir sabah saçlarımı okşayıp da rüzgar
İzlerini sürüp de gidecek beyaz beyaz
Ve güneş aynaya baktığımda çizgilerden
Yeni bir yüz gösterecek üzülerek biraz
Yok olmaz erken daha
Biraz geç kalın ne olur
Hiç hazır değilim henüz
Ne olur baharlarımı bırakın bir süre daha
Tanıdık değil bana güz
Yok olmaz dur
Dur gidemezsin
Gözlerimin rengi dur
Bulutlara dönemezsin
Yok alamazsın
Beni deli zaman
Ömrüme o kurşuni renkleri süremezsin
O gün başka renkte ağaracak biliyorum
Ve zorla değil ya o rengi hiç sevmiyorum
Ne olur sanki biraz daha zaman verseniz
Yıllar öfkenizi hiç mi hiç anlamıyorum


Uçurtma Bayramları

Bir rüya bir ümide yaslanıp yaralandık
Tutunduk sevgilere düşe kalka
Hep yol aldık
Yenilme gel yenilme
Belki de aldatıldık
Belki dünya hiç dönmüyor
İmkansız yanıldılar
Ölüm yok ölünmüyor
İmkansız ah imkansız
Gel uçurtma bayramları var
Haydi sevin de gel
Ölümsüz özgür çocukluğuna
Yeniden yol ver
Haydi koş haydi gel
Bir avuç sevinç al annnenden
Bana da biraz ver
Öylesine öylesine yalnızız ki
Şu koskocaman şehir ve biz bak ne olur
Bari sen gel


lal

bir bulut olsam, yüklenip yağsam
Dökülsem damla damla toprağıma
Bir deli nehir, bir asi rüzgar
Olup kavuşsam üzüm bağlarıma

Bir çiğ tanesi, bülbülün çilesi
Annemin sesiyle güne uyansam
Radyoda yanık içli bir keman
Ağlasa nihavend, acem aşîrân

Bir turna olsam, yollara vursam
Uçabilsem kendi semalarıma
Bir seher vakti sılaya varsam
Selam versem ah sıra dağlarıma

Komşunun kızı, çoban yıldızı
Yaz bahçeleri yeşil, mor, kırmızı
Ah şişede lâl, hem de ay hilâl
Bir daha da görmedim öyle yazı


sezen aksu
Mevsim rüzgarları ne zaman eserse
O zaman hatırlarım
Çocukluk rüyalarım
Şeytan uçurtmalarım

Öper beni annem yanaklarımdan
Güzel bir rüyada
Sanki sevdiklerim hayattalarken hala

11 Eylül 2009 Cuma


hiç ummazdım oldu sonbaharda
hediye gibi geldin hoşgeldin
seyirlik değil ömürlük olsun
dilerim bu defa bu son olsun
seyirlik değil ömürlük olsun
bir yastıkta nasip olsun
gel koynuma gel oyunuma gel
akşam gözlü esmer...
safa geldin son ihtimalim
bir sana kalmış halım
hoşgeldin..
seyirlik değil ömürlük olsun
dilerim bu defa bu son olsun
seyirlik değil ömürlük olsun
bir yastıkta nasip olsun
gel koynuma gel oyunuma gel
akşam gözlü esmer..

10 Eylül 2009 Perşembe

yaralı dizlerim
koşamam ki
kapalı yollarında akamam ki
unutkan nehrinin
yolunu sormadan
bulamam ki
karlı dağlarında doğamam ki
saklı kentinin
"çok üzülme çok susma
çok darılma
çok ağlama
çok da kitap okuma"
dedi annem

"çok terleme çok yorulma
girdaplarında
boğulma
yalnızlığına çok da alışma"
güneşim olmadan
göremem ki
ay tutulurken
uyuyamam ki
karanlık olsa da
ben herkesi sevemem ki
sevmeden de
yaşayamam ki
yanlış olsa da

1 Eylül 2009 Salı


...

yaz çocuk bu gece ismimi yollarına bu kente
anlat ne demekmiş kazı caddelere

aşk bu gece şehri terk etti

çal çocuk bu gece şehrin tüm kapılarını hüzünle
ıslak kelebekler bırak ellerine, söyle;

aşk bu gece şehri terk etti

"kal" duymayı bekledi
"git duymayı değil de...

sadece sevilmeyi istedi
bu onun suçu değil de...

döküldü bu gece yağmur gözlerine, eline, yüzüne
al ısıt, elleri çok soğuk kapat göğsüne
çarpıyor yüzüne rüzgar ellerine, saçına, tenine
sev onu, kalbi çok çok soğuk ısıt göğsünde..