22 Kasım 2009 Pazar

Pencerenin arkasından bakıyorum sana
Ve gönderemediğim şiirler yazıyorum...
Sonunda birikip taşıyor sözcükler
...
Anlatmak isterken delice susmak,
Azgın bir suda devinmek gibi bir şey bu
Ve belli belirsiz delirginlikler yaşamak gece gündüz fark etmeden
Dehlizlerde kaybolmak gibi bir şey bu,
Pencerenin arkasından bakmak...
Sana sarılmak isterken,
Yanında olmayı özlerken,
Sadece seyredebilmek ne acı
Ve dokunamamak gecenin bir vakti sancıyan yüreğimin küçük elleriyle
Yalnız başına bir didişme gece yarıları...
Sigarayla mücadele etmeler, dumanla resimler çizmeler gece mavisi gökyüzüne
Seninle olduğum halde senin olamamak ne acı
Ve ne acı anlatamamak bendeki seni.
Cümleler kurmak ve ifadesiz kalmak şiirin en anlamlı mısrasında
Susmak ne olacağını umursamaksızın...
Kalakalmak...
Ne garip soluksuz kaldığını sanırken derin bir nefes almak
Sonu görünmeyen bir yol gibi,
Yanıtlarını bulamadığım bir soru gibi
Ve en delisinden bir aşk gibi,
Pencerenin arkasından bakmak...*

Hiç yorum yok: