Anılar, birer zorba gibi yükleniyor üzerime. Durmadan hesap soruyorlar benden... Tekrar tekrar aynı görüntüler belleğimi kanatıyor... Ve hep o yüz... Yüzdeki o ışık, ömrümü ortadan ikiye bölüyor. Ne geriye dönebiliyorum, ne ileri gidebiliyorum... Öğrendiğim her yeni bilgi, eski inançlarımı koyulaştırmaktan başka bir şeye yaramıyor... O yüzün sahibine kaderini anlatmak isterdim... Oysa o yüz, ışığının farkında bile değil. Kendisine rağmen yaşıyor o ışık yüzünde... O yüz ki sevgiden önce nefret etmeyi öğrenmiş... O da kayıp bir gemi ve o da bu kanlı sisin içinde yitirdiği yolunu arıyor... Her kayıp gemi, bana kırılgan ve bitimli aşkları hatırlatıyor... Dostluklar, sisin ortasındaki kayıp gemiler gibi boğulmuş insan sesleri çıkarıyor... Ziyan olmuş hayatlar, bu sisi biraz daha koyultuyor... Her talihsiz karşılaşma, başka bir karşılaşmayı daha talihsiz kılmaya gidiyor... Her ziyan edilmiş hayat, başka bir hayatı ziyan etmeye gidiyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder