29 Kasım 2009 Pazar

Gitmem gerek bu şehirden
Bir rüya oldun sevdamın gergefinde
Neden çocuklar beni gösteriyor
Yağmur yağsa güneşin yerine
Ha gayret güzelim gayret
Biter elbet bu yağmur sabret
Sensizlikten olsa gerek
Çekilmez oldu buralar
Hep benle beraber bulamadıklarım
Bak cesaretim yok artık
Geç oldu yorgunum
Yine deli oldum sayende
Saçında rüzgar
Ha gayret güzelim gayret
Biter elbet bu yağmur sabret
Ayrılıktan olsa gerek
Gecikiyor sabahlar
Hep benle beraber unuttuklarım
Dönmüyor epeydir başım
Denizler yalan
Sevmek ateş olurmuş derler
Yanmak yalan
Şimdi öyle uzakki geldiğim yollar
Yanlış bir öyküdeyim beni yeniden yaz
Bir çocuktum sevmiştim
Avuçlarımda aynalar
Gayret et güzelim elini uzat
Ha gayret güzelim gayret
Biter elbet bu yağmur sabret

28 Kasım 2009 Cumartesi

Tek başıma, hiçbir sorunun yanıtını bulamıyorum. Hep yeni hayatlar yaşamayı isterken, kendimi aynı hayatı tekrar tekrar yeniden yaşarken buluyorum... Sisli bir gecede yolunu kaybetmiş gemilere benzetiyorum kendimi... Yanına gidip konuşmak istediğim insanları da işte bu kayıp gemilere benzetiyorum. Uzaktan soluk ışıklarını görüyorum... Ama ne onlar bana yaklaşabiliyorlar, ne ben onlara... Sisli gecelerde birbirimize uzaktan bakıp yeniden kendi kayboluşlarımıza karışıyoruz... Umudum kalmadı artık; bu dünyada düşüncelerimi, beni, duygularımı gerçekten anlayacak birini bulmam imkânsız görünüyor artık bana... Ama evimde duramıyorum yine de... Kendimi sokaklara atmak, insanlarla konuşmak, kendimi onlara anlatmak istiyorum. Dinliyor gibi gözüküp dinlemeseler de anlıyor gibi yapıp gerçekte anlamasalar da...

Anılar, birer zorba gibi yükleniyor üzerime. Durmadan hesap soruyorlar benden... Tekrar tekrar aynı görüntüler belleğimi kanatıyor... Ve hep o yüz... Yüzdeki o ışık, ömrümü ortadan ikiye bölüyor. Ne geriye dönebiliyorum, ne ileri gidebiliyorum... Öğrendiğim her yeni bilgi, eski inançlarımı koyulaştırmaktan başka bir şeye yaramıyor... O yüzün sahibine kaderini anlatmak isterdim... Oysa o yüz, ışığının farkında bile değil. Kendisine rağmen yaşıyor o ışık yüzünde... O yüz ki sevgiden önce nefret etmeyi öğrenmiş... O da kayıp bir gemi ve o da bu kanlı sisin içinde yitirdiği yolunu arıyor... Her kayıp gemi, bana kırılgan ve bitimli aşkları hatırlatıyor... Dostluklar, sisin ortasındaki kayıp gemiler gibi boğulmuş insan sesleri çıkarıyor... Ziyan olmuş hayatlar, bu sisi biraz daha koyultuyor... Her talihsiz karşılaşma, başka bir karşılaşmayı daha talihsiz kılmaya gidiyor... Her ziyan edilmiş hayat, başka bir hayatı ziyan etmeye gidiyor...

22 Kasım 2009 Pazar

yalan

zaman kendine benzetmez herkezi
hesapsız açar baharlar penbeyi
açmadığın dalda sözün geçer mi
dünyada ölümden başkası yalan...
Pencerenin arkasından bakıyorum sana
Ve gönderemediğim şiirler yazıyorum...
Sonunda birikip taşıyor sözcükler
...
Anlatmak isterken delice susmak,
Azgın bir suda devinmek gibi bir şey bu
Ve belli belirsiz delirginlikler yaşamak gece gündüz fark etmeden
Dehlizlerde kaybolmak gibi bir şey bu,
Pencerenin arkasından bakmak...
Sana sarılmak isterken,
Yanında olmayı özlerken,
Sadece seyredebilmek ne acı
Ve dokunamamak gecenin bir vakti sancıyan yüreğimin küçük elleriyle
Yalnız başına bir didişme gece yarıları...
Sigarayla mücadele etmeler, dumanla resimler çizmeler gece mavisi gökyüzüne
Seninle olduğum halde senin olamamak ne acı
Ve ne acı anlatamamak bendeki seni.
Cümleler kurmak ve ifadesiz kalmak şiirin en anlamlı mısrasında
Susmak ne olacağını umursamaksızın...
Kalakalmak...
Ne garip soluksuz kaldığını sanırken derin bir nefes almak
Sonu görünmeyen bir yol gibi,
Yanıtlarını bulamadığım bir soru gibi
Ve en delisinden bir aşk gibi,
Pencerenin arkasından bakmak...*

20 Kasım 2009 Cuma

...

ağlarken çirkin olurum ben...
öyle asil güzeller gibi gözlerim buğulanmaz, uzaklara dalmaz...
gözümden bir damla gelmez yaş...

ağlarken çirkin olurum ben...
gözlerim şişer,kızarır,suratımın coğrafyası değişir.
salya sümük ağlarım ben...
oluk oluk hüzün fışkırır yüreğimden...
ağlarken çirkin olurum ben...

bozkıran


10 Kasım 2009 Salı


yanıma aldım kendimi ve yürüdüm ince çizgisinde yolumun
ortalıkta görünen herkesin adı yabancı,
herkes kendi maskesiyle dolaşır oldu yanıbaşımda,
tanımaz oldum yüzleri ve keşkelerle avunur oldum.
düşlerimde gördüğüm yüzüm benim mi düşünür oldum,
onca maske gözümün içine bakıyor sorgularcasına,
ve burası hep yabancı, hep yalancı doldu,
çıkmak istiyorum artık dışarı, bırakın gideyim kendimi alıp

Değmeyin feryadıma,
Figanıma değmeyin
Eğer sevda bu demekse
Ben vazgeçtim
Beni sevmeyin

Garipliğim kader değil
Geçiçi gülmeyin
Bu kışta efkarlıyım
Bahara Allah kerim

Hadi yüreğim ha gayret
Hele sıkı dur hele sabret
Başını eyme dik tut
Bu bi rüyaydı farzet
hadi hadi yüreğim ha gayret...
Hele sıkı dur hele sabret
Başını eyme dik tut
Bu bi rüyaydı farzet
hadi hadi yüreğim ha gayret...